DOLAR: 34.6 TL
EURO: 36.4 TL

1915’TE FINDIK TOPLAMA İŞLEMİ (1)

6 yıl önce
989 kez görüntülendi

1915’TE FINDIK  TOPLAMA İŞLEMİ (1)
Reklam

1915 yılında fındığın toplanması işlemine dair bazı aktarımları bu yazıda paylaşıyoruz: Bugün olduğu gibi 1915’te de fındık, Trabzon-Giresun yöresinde Temmuz ayı sonu-Ağustos ayı başlarında olgunlaşmaktaydı. Meyve olgunlaştıkça dış kısmındaki sargı, yavaş yavaş yeşil rengini kaybederek sararmaya başlar, ağzı açılır; bazı türlerin içindeki fındık yere düşer. Fındığın sapı da aynı zamanda kurumaya başlar ve ufak bir zorlanmada koparak fındıkla birlikte yere düşer. Fındık kabuğu rengini değiştirerek; beyaz iken kırmızı ve koyu kırmızı bir renk alır. İşte bu belirtiler, toplama işleminin yaklaştığının habercisidir. Eğer bu esnada fındık kırılırsa, bademin tamamıyla kabuk içini doldurmuş, kurumuş ve kendisine özgü leziz kokuyu elde etmiş olduğu görülür. Ancak badem tamamıyla kendine ait tadı kazanmak için fiziki bakımdan olgunlaşmış olmalıdır ki; bu da meyvenin doğal olarak ve kendiliğinden ağaçtan düşme zamanına kadar toplanamamasına veya ürünün bir müddet harmanda bulundurulmasına bağlıdır. Ne yazık ki, meyvenin tamamıyla olgunlaşmasını beklemeksizin dış kabuğu henüz yeşil ve onu koparmak için hayli zorlu evrelere ihtiyaç var iken acilen düşürme işlemine başlanılmaktadır.
Fındık düşürme uygulaması hem toplanılacak ürünün miktarını azaltır hem de ince dalların zedelenmesini ve bu yüzden gelecek yılki ürünün eksilmesini beraberinde getirir. Bütün ziraat erbabı bu hususları bilmekte ise de zorunlu olarak eski düzenlenmiş vaktinden önce toplama işlemine başlamaktadırlar. Çünkü zamanında bahçeyi gerektiği biçimde bakım ve hazırlığa tabi tutmadıkları için ürünün yetişme zamanına kadar bahçe, çeşitli zararlı yabancı bitkilerle dolar. Her ne kadar “kerenti” diye adlandırılan bir tür orakla ürünün yere düşürülmesi zamanında otlar biçilirse de bahçelerin zemini tamamıyla ve gereği gibi temizlenmediğinden, eğer meyve olgunlaşıp kendiliğinden yere düştükten sonra toplamaya başlanıyorsa, birçok meyve yabancı otlar arasında kaybolup gider. İşte bunun için toplama işlemine zamanından önce başlanır. Bu yanlış yöntem ve ondan doğan ziyana son vermek için bahçeleri zararlı yabancı bitkilerden arındırarak araziyi daima temiz tutmak ve nem oranını korumak gerekir.
Çiftçilerimiz bu sayede hem bahçelerini düzenli ve verimli hale getirmiş hem de ürünün bereketinin kolayca artmasını; aynı zamanda düşük bir masrafla toplanmasını sağlamış olacaktır. Böylece, yaptıkları masrafın önemli bir bölümünden tasarruf etmiş olurlar.
Trabzon-Giresun yöresinde ürünün toplanması için bahçe sahibi işe öncelikle toplanacak günü tayin etmekle başlar. Sonra ürünün önemine göre, yeterli miktarda işçi tedarikine girişir. İşçi ise “amele başı” veya “dayı başı” aracılığıyla tedarik edilir. Bunlar, bahçe sahibiyle yevmiye ücretini anlaşırlar ve toplama süresi devam ettikçe işçiyi izlem altında tutarlar. İşçi ücretinin tutarı, ürünün önemi ve toplanacak yerin ekonomik şartları gereğince belirlenir ise de genellikle günlük ücretler 5-10 kuruş arasındadır. Kadın ve çocuklar da toplama işlemine katıldıklarından bunların yevmiyesi de yaşları ve güçleri nispetinde belirlenir. Yevmiye ile tutulan işçi genellikle istenilen düzeyde çalışmayıp, sabahleyin işe geç başlamak ve akşamleyin erkence çalışmaya son vermek arzusunda bulunduklarından, bahçe sahiplerinden bazıları birkaç seneden beri işçinin ücretini topladığı ürün nispetinde belirlemektedirler. Şöyle ki; toplanılan her yüz kıyye ürün için, yılına ve ürünün çokluğu ile kalitesine göre 10-25 kuruşa kadar bir ücret verirler. Bu yöntemde dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır: İşçiler fazla ücret almak için ağaçları zedelememeye dikkat etmeyerek, fındıkları acele ve alabildiğine toplamaya çalışırlar ve bu esnada yaprakla ince dalları, meyve ile birlikte koparıp sepetlere atarlar. Öte yandan, ağaçlarda ve yerde dağınık kalan meyveleri toplamak için uğraşmayıp, bir ocağı tamamen toplamadan diğerine geçerler. İşte bu nedenden ötürü, her ne kadar bu yöntemin uygulanmasıyla toplama masrafı yevmiye usulüne nispetle daha düşük ve daha çabuk görülüyorsa da her halde, özrü yararından çok olduğundan fazlaca önerilmez… (Kaynak: Nişan Antriyasyan, Fındık Ziraatı ve Ticareti, Matbaa-i Hayriye ve Şürekâsı, İstanbul 1331, s. 51) [Devam Edecek]

Reklam
Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaş

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Yukarı Çık