1965’TE BULANCAK’IN BAZI İHTİYAÇLARINA DAİR BİR MEKTUP (2)
(Geçen haftanın devamı)
12 Haziran 1965’te Başbakan Yardımcısı Süleyman Demirel’e Bulancak’tan M.C. adlı bir köy muhtarının yazdığı mektupta, fındık üreticisinin sorunları ve bu sorunların çözümü için bazı öneriler ayrıntılı olarak yazılmış, hükümetten de bu konuda yardım istenmişti. Ziraat kredilerine dair uygulamaların güncellenerek köylünün ihtiyacına cevap verir hale getirilmesi ve kooperatifleşme sisteminin etkin biçimde yürütülerek köylünün murabahacılara borçlanmaktan kurtarılması gibi hususlar kaleme alınmıştı. Muhtarın yazmış olduğu mektubun bir kısmını geçen hafta nakletmiştik, devamı ise şöyledir:
“…Köylü vatandaş ve bilhassa toprak sahibi çiftçilerimiz ve istihsal masraflarını mutlak suretle, karşılamak için kredi koop.den veya Ziraat Bankasından başka bir mürhabacıya borçlanmamalıdır. Mesela: Ben bir köylüyüm yerimin hissedarlarından birisi arazi satış yaptığı takdirde, bana lazım olan parayı köyümden alabilmeliyim. Bunlar da bu günkü kooperatifin mevzuatına girmediği için faydalanamıyoruz. O zaman ben 2000 lira ihtiyacım için, %50’den bin lira faiz vererek mürabahacıya başvurmaktan başka çare bulamıyorum.
İşte kooperatif veya Ziraat Bankası benim bu dertlerime bir çare bulmalıdır. Bu da Ziraat Bankası veya kooperatiflerinin sermayelerinin artması bilhassa Ziraat Bankası çiftçi işlerinden ve çiftçi kredilerinden başka ticari veya yatırım kredilerini bir taraf ederek, çiftçinin yüz sene evvel emeğile kurduğu müessesesinden tam manasile faydalanmalıdır. Bu kabil krediler gerek banka gerekse, kredi kooperatifleri elile önlendiği takdirde, muhitimizin müstahsili üç sene zarfında kendisini mürabahacıdan kurtarmış olacaktır.
3- Bu şartlar tahakkuk ettiği takdirde, her köylü hane reisi vatandaş, senelik fındık hasılatı gelirine göre kendisine bir cari cüzdanla kredi açılmalı ve ihtiyaç his ettikçe gerek Ziraat Bankası ve gerekse dahil olduğu kredi koop.den parasını alabilmelidir ve müteselsil sorumlulukla zincirleme G. mahdut kredi kooperatiflerinde, her ortağın ayrıca gayrimenkulleri Ziraat Bankası ve Kredi kooperatiflerine rehin edilmelidir. Her hangi bir ortak müstahsil kooperatiften ayrılırken veya öldüğü zaman borcunun tahsili kolaylıkla sağlanabilir.
4-Kredi kooperatfileri öyle bir teşekkül olmalı ki, topraksız vatandaşı da toprak edebilecek durumda sermayeye malik olmalıdır. Bu da ancak Devletin bu teşekküle sermaye yardımı ile olabilir.
Netice:
Bu günkü çalışmakta olduğumuz kredi kooperatiflerinde, vasati olarak bir hane reisi 700-1000 lira bir kredi almaktadır. Bunlar bugünkü zirai sahada işlerimizi karşılamamaktadır. Bu gerçek ihtiyaçlarımız tetkik edilerek bu isteklerimize gerek mıntıkamızın hususiyeti ve gerekse, umumi olarak bir hal çaresi bulunmasını ve kredilerin artırılması için devletçe teşebbüse geçilmesini arz ederim…” (BCA, 030 01 00 00 119 752 11 11) (Mektubu yazan kişiye ait bilgiler gizlenmiştir).
Muhtar M.C. mektubunda, yerel üretim kaynağı fındık ziraatının çağa uygun ekonomik koşullarda, gerek kredi sistemi gerekse kooperatifçilik bağlamında yapılandırıldığında köylünün murabahacılara borçlanmaktan kurtarılacağını, bir çözüm önerisi olarak arz etmiştir. Mektupta fındık üreticisinin sorunlarının ayrıntılı olarak ele alınması ve bu sorunlara bulunması gereken çözüm yolunun da yazılması, mektubun yazıldığı 1965 yılında yörede fındık ekonomisine yönelik farkındalığın önemli bir yol kat etmiş olduğu gösterir ki Bulancak yöresinin en az 20. yüzyıl başlarından beri fındık üretim havzası olduğu anlaşılıyor. Giresun Ziraat Memurluğu’nun 23 Şubat 1924 tarihli raporunda “Fındığın başkenti Giresun, sarayı Bulancak, tahtı Ayvasıl’dır (…) Sahil ve dağ fındıkları arasındaki bu farktan maada Giresun’un şarkındaki Keşab nahiyesi fındıkları ile garbındaki Bulancak fındıkları ve bunlardan bilhassa Ayvasıl köyünde yetişenler ayrı ve dolgun ve sağlam olmak itibarıyla en kıymetli fındıkları teşkil etmektedirler (…) Mamafih yalnız Bulancak nahiyesinin birkaç köyünde bazı bahçe sahipleri tarafından her sene bahçenin bir kısmında münavebe suretiyle yapılan ve tuzlama tabir edilen sathı bir çapa istisna teşkil etmekte ve yapanlar faidesini gördüklerini söyledikleri halde civarındakiler buna heves etmemektedirler…” şeklindeki ifadeler yer almaktadır (Ziraat Vekâleti Mecmuası, No:1 Sene:1 Sayı:55, Ankara: Ankara Öğüt Matbaası, 1340, s. 44-45, 52; Mevlüt Kaya, “Giresun Ziraat Memurluğu’nun 23 Şubat 1924 Tarihli Raporu ve Giresun Fındıkçılığına Dair Tarihi Notlar”, Uluslararası Karadeniz Havzası Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, sayı: 4, 2015, s.16-41).
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.