DOLAR: 34.6 TL
EURO: 36.4 TL

MAKAMLAR MEKANLAR MARABALAR

6 yıl önce
6.662 kez görüntülendi

MAKAMLAR MEKANLAR MARABALAR
Reklam

Geçenlerde, milli ve manevi hassasiyetleri tam, büyük şehir belediyesi başkanlarından birine yakın çalışanı şair’yazar dost, şöyle serzenişte bulundu;                “kifâyetsiz muhterisler, aşk ve gönülle değil, rant ve küçük hesaplarla, bütün imkanları, kültür ve medeniyet hizmetlerini yağma ve ranta çevirdiler, bu hâl bir hayli dâva insanını küstürdü, küstürüyor! “ Gel de katılma bu haykırışa!

Böylesi bir kanaat nasıl oluştu ve bu feryat niye? Elbette, millete, medeniyetine aşk derecesinde bağlı, milli ve manevi  değerlerin hizmetkârı insanların  geri plana itilmesiyle gelindi! Ülkeyi ayağa kaldırmanın, liyakat ehli,  gerçek dost ve çıkarsız hizmet ehliyle mümkün olduğu göz ardı edilerek gelindi. İktidar gücüne konan sineklerin ısırıklarını bir türlü hissetmeyerek gelindi. Makam hırsına kapılarak gelindi. Makam sahiplerinin mânâ sahiplerine hükmetme sevdasıyla gelindi. Hikayeyi bilenleriniz vardır; ağanın birisinin canı tatlı çeker, kahyasını şehre gönderip çeşit çeşit tatlılar aldırır. Yiyebildiği kadar yer, artanlar için kahyayı çağırır ve  “al şunları,  bizim marabaya götür, hayli zamandır ihmal ettik kendisini, gönlünü alalım” der. Kahya marabaya varıp “ aha bu tatlıları ağam sana gönderdi”  deyince marabamız cevabı verir; “az evvel acı biber yedim, ağzımın tadını bozamam, istersen şuraya bırak git…” der. Makam’mekan sahipleri böyle davrandıkça gönüllerine acı sürülenlerin sayısı daha da artacaktır!

Artık öyle bir yaşar olduk ki makam ile mekan arasında dönüp duruyoruz. Kimimiz; hak ettiği makamda kimi hak etmediği makamda oturuyor. Kimimiz; mekanı makam, kimimiz makamı mekan sanıyor. Kimimiz, oturduğu makama bir toz zerresi kadar olsun değer katmaya çalışken kimimiz de oturduğu makamı toz’kir içinde bırakıyor. Oturduğu makamın hakkını verirken kan ter içinde kalan oldukça az. En kötüsü de; ön plana çıkma, tanınma, ünlü olma, beğenilme, kibir hastalığı öyle salgın bir hâle geldi ki  “nefs”imize makam kazandırıp insanlık makamından çıkma yarışına girdik!

Ah be dostlar “dünya fâni, ölüm âni”,  makamımızı ise  bir tek Allah biliyor…

Reklam
Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaş

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Yukarı Çık