ESPİYE’DE TURİZM
Espiye’de turizm demek doğa demektir. Yani “doğa turizmi” kapsamında incelenebilecek yayla şenlikleri, yayla ve orman içi yürüyüşler en başta gelen turizm kaynaklarıdır. İlki resmi olarak 1999’da düzenlenen “Karaovacık Yayla Şenliği” en fazla ilgi görenidir.
Andoz Kalesi Genel GörünüşI.derecede Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilen Andoz Kalesi, ilçeye ayrı bir güzellik katmaktadır.Espiye MerkezTarihi yönünden zengin olan ilçemizde birçok tarihi eserlerin olması turizm açısından önemli bir etken.Bu tarihi eserlerden birisi de Taş Köprü. Camii, Şahinyuva köyündeki kilise, Ağanın Köprüsü, Harova Köprüsü, Sınır Köprüsü ve Ericek Köprüsü adıyla anılan kemer köprüler dikkat çekicidir. Espiye’de ayrıca ilçeye 4 km. uzaklıkta Zefre mevkiinde Cenevizlilerden kaldığı söylenen bir tersane kalıntısı da bulunmaktadır..
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Otçu Göçü Yayla Şenliğinde sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız.Temmuz ayının ilk perşembe ve cuma günü.
Yayla Şenliklerinin Doğuşu ve Otçu Göçü Gelenegi
Karadeniz ve Giresun’un kalkınmasında çok önemli rol oynayacak yaylalarımızın gurbetteki 1 milyonun üstünde Giresunluya tanıtmak için çalışmalar başlatılmıştır.Unutulmaya yüz tutan otçugöçü geleneğini canlandırmak ve yaylalar içinde çok eski ve tarihi bir öneme sahip olan Espiye-Karavacık yaylasında tanınmış yaylalar zincirine katmak için başlattığımız çalışmalar sürüyor.
Yayla şenliklerinin temelinde Doğu Karadeniz Bölgesinde yaygın bir gelenek olan “Otçu Göçü” yatmaktadır.Mısırların 20-30 cm büyüdüğü zamanlarda aralarda sık biten kısımların araları 30-40 cm. açılacak şekilde sökülmesine “Sık Kazma” dibindeki otları 2.kez temizlemeye “Ot Biçme” ve fındık bahçelerindeki otları tırpanla ve orakla biçilmesine de “Kırkma” denilmektedir.Bu işlerden iyice yorulan ve işleri biten Cenikliler (köy ve şehirde oturanlar) yorgunluklarını atmak ve eğlenmek için genellikle Temmuz ayı içinde yaylalara yaptıkları toplu gezi ve ziyaretlerine “Otçu Göçü” denir.Zaman olarak mısır otunun alınması ile fındık toplamaya başlama arasında kalan 15-20 günlük boşluktur.Genellikle perşembe ve cuma günü yaylaya götürülecek yiyecek ve giyecekler paketlenir, yola çıkılır.Geçmişin getirdiği örf ve adet gereği yolculuk sırasında pınar başlarında oturulur, yemekler yenir, türküler söylenir, tabancalar atılır, kağıt fişeği ve dinamitler patlatılır ve horanlar oynanır.
Bu güzel geleneklerin kaybolmaya yüz tuttuğunun sezinlenmesi üzerine eski günlerin tekrar yaşanması amacıyla Yayla Şenlikeri düzenlenmeye başlanmış ve büyük ilgi görmüştür