BiR KIBRIS GAZiSi: MEHMET KEMAL
TSK kod adı “Atilla Harekâtı” olarak bilinen Kıbrıs Harekâtı 20 Temmuz 1974’te, Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin yaşadığı bölgede Rumlardan görmekte olduğu zulme son vermek için başlattığı askeri müdahaledir. Türkiye açısından jeopolitik önemi yüksek olan ada, Akdeniz ülkelerinin de gözdesi durumudur. 20 Temmuz’da birincisi, 14 Ağustos’ta ikincisi gerçekleşen Kıbrıs Harekâtı’nda dört yüz elli civarında Türk askeri şehit olmuş, bin iki yüz kadarı da yaralanmıştır. Harekâtın neticesinde 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti (1983’te KKTC olmuştur) kurulmuştur. Kıbrıs Türkleri için bu süreçte Türkiye en büyük umut olmuştur. Harekât sırasında Anadolu’nun her köşesinden Türk askerleri adada görev yapmıştır. Bu askerler arasında pek çok Giresunlu bulunmaktadır. Kıbrıs Barış Harekâtı’na tankçı olarak katılan Eynesilli gazi Mehmet Kemal, harekâta dair anı ve düşüncelerini şöyle nakletmiştir:
“Giresun ili Eynesil ilçesi 1954 doğumluyum. Kıbrıs Barış Harekâtı’na katıldım. Büyük bir heyecan içerisindeydik. Bugün gideceğiz, yarın gideceğiz derken, zamanın hükümeti tarafından alınan bir kararla Akdeniz üzerinden Girne’den Kıbrıs’a çıkarma yaptık. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri için kaçınılmazdı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayan soydaşlarımızı Yunanlıların zalimce öldürmeleri, çoluk çocuk demeden katletmeleri, büyük bir yangını ateşliyordu. Netice olarak barış harekâtını, hava, kara ve deniz olmak üzere büyük bir başarıyla Rumları ve Yunanlıları etkisiz hale getirdik ve 1974’ten 1983 tarihine kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kendi geleceğini tayin hakkını kullanmıştır. Yönetim şekli Türkiye’nin aynısıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti harekâtla alınan zaferden sonra mutluluk içinde yaşamaktadır. Eğer Türkiye Cumhuriyeti’nin silahlı kuvvetleri mücadele etmemiş olsaydı, Rumlar Kıbrıs Adası’nı Yunanistan’a ilhak edeceklerdi. Fakat Türkiye, bir karar alarak buna müsaade etmedi. Ve Rumları etkisiz hale getirerek kendi bölgeleri olan Güney Kıbrıs’a gönderdi. Şu an için eğer orda bir huzur, bir mutluluk varsa bu Türkiye sayesindedir. Hava, kara ve denizde olmak suretiyle bir operasyon yaptık ve orada yaşayan soydaşlarımızın can ve mal güvenliğini Yunanlıların zulmünden kurtardık…
On sekiz ayım Kıbrıs Adası’nda geçti. İki ayım Türkiye’de geçti. Harekât esnasında ben tank askeri idim. Büyük bir başarı ile Güzelyurt, Girne, Lefkoşa, Gazimagosa ve Maraş bölgesi; tankçı, topçu, piyade olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri olarak Yunanlıları ve Rumları orada etkisiz hale getirdik. Lefkoşa’ya ve Beşparmak dağlarına Türk bayrağını diktik.
Oradaki soydaşlarımız, “ne mutlu bize ki sizleri Allah gönderdi bize” dediler. Türk bayraklarıyla bizi karşıladılar. Susamıştık, bize su verdiler. Hepsi bize kucak açtı. Sevgiyle karşıladılar bizi. Kararlıydık. Önümüzde hiçbir askeri sistem duramazdı.
Orada yaşayan soydaşlarımız hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Deniz ürünleri ve balıkçılıkla da ilgileniyorlardı. Ayrıca, portakal, limon, greyfurt, buğday ve arpa üretimi ile de meşgul oluyorlardı. ‘Toprakları toprak yapan üstündeki kandır; vatan eğer uğruna ölen varsa vatandır… Beşparmak dağlarında çiçekler açar; bozulmuş Yunan ve Rumlar yel gibi kaçar… Allah Allah, bu ne iştir, anneler evlatlar yetiştirir; düşmanların kafaları paletimle ezilir…’ Aradan geçen süre içerisinde işte, çiçekler Beşparmak dağlarında açtı. Kuzular meledi. Ve insanlarımız, görüyoruz ki huzur içinde yaşamaya başladı. Oradaki soydaşlarımızın geleceği için Türk Silahlı Kuvvetleri gerekeni yapmıştır. Tabi ki haliyle orada şehit de verdik, zor zamanlar da yaşadık. Allah bir daha o durumları yaşatmasın. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Gazi arkadaşlarımıza sıhhat ve huzur diliyoruz. Biz üzerimize düşeni yaptık ve görevi gelecekteki yeni nesillere devrettik…” (Mehmet Kemal ile yapılan görüşme, Eynesil, 14.06.2017).
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.