ASYA’DA GEYİK KÜLTÜRÜ (2)
Vikingler gibi birçok toplum, miğferlerine boynuz takıyordu. Bu boynuzlar, genellikle geyik ve boğalara aitti. Ayrıca içme kabı, haberleşme borusu (korna) olarak, boynuzun kullanımı uzun süre devam etmiştir. Bu boynuzların, Büyük İskender ve sözcük anlamı “iki boynuzlu” olan Zülkarneyn efsanelerindeki gibi; dünya egemenliğini, gücü ve iktidarı simgelediği anlaşılmaktadır. Tuva bilmecelerinde geyik türleriyle ilgili birçok öğeye rastlanır. Coğrafi ve ekonomik şartlardan kaynaklanan hayvancılığın ana meşgale olması, Tuva bölgesinde geyik türlerinin de iyi bilinmesi sonucunu doğurmuştur. Buna bağlı olarak, geyikler çeşitli özellikleriyle Tuva bilmecelerine konu olmuştur. Eskiden Munzur gölü ve gözelerinde kutlanan Nevruz bayramlarında, Şah İsmail’e birçok hayvanla beraber, bir de “kırk çatal boynuzlu geyik” ikram edildiği bilgisine ulaşılmıştır. Bazı geyik türlerinin boynuzları Alacahöyük güneş kurslarında olduğu gibi çift yay ve hilali andırır. Türk-Moğol tradisyonlarında dişi geyik “yer ve gök birleşmesinde dişi olan yer”i temsil etmektedir.
Çin-Hint kültürel geleneklerinden Hititlerin “geyikli güneş kursları”na dek yaygınlık gösteren geyik kültü, Alevi ve Bektaşi toplumunda “saflığın”, doğruluğun, dürüstlük ve temizliğin sembolüdür. Geyiklerle ilgili farklı toplumlarda çeşitli inanışlar ve destanlar vardır. Karaçay edebiyatında, Alman edebiyatında ve Türk edebiyatında bu kültür ürünlerine pek sık rastlanır. 19. Yüzyılın ikinci yarısına doğru İngiliz dilindeki “stagparty” (erkek geyik partisi) deyimi bekâr erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlenceyi ifade etmektedir. 20. Yüzyılın ilk çeyreğine doğru ise bu deyim, çıplak fotoğraf etrafında toplanan erkekleri ifade etmek için kullanılmıştır.
Şaman davullarının çemberleri genellikle geyik veya at derisindendir. Ayrıca Şamanların ayinlerinde kullandıkları elbiselerin tamamlayıcı unsuru geyik başlığıdır. Türkistan’da, Kerkük’te, Erbil’de ve Anadolu’da birçok türbede geyik kemiklerinin bulunduğu bilinmektedir. Türkler topluluklarında kurttan sonra, kült olarak en yaygın hayvanın geyik olduğu görülmektedir. Divan-ı Lügati’t-Türk’te geyik/ceylan “ıwık” şeklinde geçmektedir. Bozkır göçebelerinin efsane ve hikâyelerine göre geyik, “ölmekle yok olmaz”. Karadeniz’de yaşamış olan İskitlerin torunları olduğu varsayılan Kafkasya’daki Gürcistan halklarından Osetlerin de geyiğe dayalı söylenceleri vardır. Bununla birlikte, geyik kültünün İslam öncesinde yaşanmış olup, Türklerin İslam dinine geçişinden itibaren İslami bir öğe haline dönüştürüldüğü bildirilmektedir.
Kırgızların atalarının “Boynuzlu Maral Ana” olduğuna dair bir inanışın yaşadığı bilinmektedir. Cengiz Aytmatov, “Beyaz Gemi” adlı eserinde “Boynuzlu Maral Ana” hikâyesine sıkça yer vermiştir. Kırgızlara ait bu sözlü kültür unsuru, Giresun‟da yaşatılmakta olan “Ana Geyik” efsanesi ile benzer niteliktedir. Giresun’da anlatılan efsaneye göre; annesi tarafından bir ağacın kovuğuna bırakılan bebeği, dişi bir geyik sahiplenerek bebeğe annelik etmiştir. Bu çocuk büyümüş, soyu devam etmiştir. Soyunun devamı olan sülaleye dair “ana geyik” inanışlarının hala izine rastlanmaktadır. Anadolu kırsalının çeşitli kısımlarında buna benzer efsane ve inanışlar bulunmakla birlikte, araştırılıp gün yüzüne çıkarılmayı beklemektedir. Y. Kalafat’ın araştırmalarından edindiğimiz bilgilere göre ise; Azerbaycan‟da “gizlice bebek emziren ve sırrı açığa çıkınca da sırra kadem basan geyik efsaneleri”ne rastlanmaktadır. “Sırra kadem basan”, iyilik yaptığı esnada aniden kaybolan geyiğe dair anlatılara, Giresun kırsalında da rastlanmaktadır. (Kaynaklar: Mandaloğlu, M., “Türk Mitolojisinden Anadolu’ya Taşınan Kültür: Geyik Motifi”. USAD, 2013, 6/27, s. 384-389; Karadavut, Z. vd., “Anadolu-Türk Folklorunda Geyik”. Milli Folklor, 2007, s. 104; Onarlı, İ., “Nevruz Bayramı”. GÜHBVAD, 2003, 25, s. 17; Arçın, S.M., “Tıva Bilmecelerinde Geyik”. Geyik Kitabı. Ed.: Emine G. Naskali vd.. İstanbul, 2013, s. 231; Zavotçu, G., “Ziya Gökalp’ın Manzumeleri ve Alageyik Hakkında”. Turkish Studies, 2012, 7/4, s. 602-609; Kalafat, Y. Bakü-Ceyhan Kültür Hattı, Sosyal Antropoloji Araştırmaları. Ankara 2000, s. 1-34; Kaşgarlı, M., Divan-ı Lügati’t-Türk. İstanbul 2005, s. 283; Aytmatov, C., Beyaz Gemi. İstanbul 1995, çeş. syf.; www.kulturelbellek.com/geyik-boynozu/ ;(Bu yazı, 2014’te Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi’nde (sayı: 11, yıl: 6, ss. 230-253) yayınlanan “Uygarlıklarda Kutsal Geyik Motifi ve Geyik Motifine Bağlı Yer Adları” başlıklı makalemden derlenmiştir).
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.