1965’TE ESPİYE’NİN İHTİYAÇLARINA DAİR MEKTUPLAR (1)
Osmanlı döneminde Tirebolu kazasına bağlı bir köy, Cumhuriyet döneminde ise nahiye olan Espiye, 1957’de Tirebolu’dan ayrılarak müstakil bir ilçe olmuştur. İlçe olduğu ilk yıllardan 1987’ye kadar Yağlıdere nahiyesi Espiye’ye bağlıdır ve dolayısıyla bugün Yağlıdere’ye bağlı köyler de o dönemlerde Espiye’ye bağlıdır. Espiye, Tirebolu’dan ayrılarak ilçe olduğu yıllarda 48 köyü bulunmaktadır (Cumhuriyetin 50. Yılında Giresun, 1973 İl Yıllığı, Giresun Belediyesi, 1973, s.57).
1965’te Espiye’nin toplam nüfusu 44.096’dır. Bu nüfusun 5.318’i ilçe merkezinde, 38.778’i ise kırsalda; yukarıda zikredilen 49 köyde yaşamaktadır (1965 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri 24.10.1965, DİE, 1969, s.15).
Bu yıllarda henüz dış göçler tam anlamıyla başlamamıştır ve giderek artan nüfus, mevcut kaynakları yetersiz kılmakla beraber, yeni arayışlara, dolayısıyla büyük kentlere, yurt dışına göçe yöneltmiştir. İlçe halkının ekonomik dayanağı kırsala endekslidir. Tarım, hayvancılık, arıcılık, orman ürünleri ve fındık üretimi kırsalın ana meşgalesi olup, ilçe kalkınmasında en büyük etkenleri oluşturmuştur. İlçe merkezine kırsaldan ve diğer ilçelerin kırsal kesimlerinden yönelen nüfus da henüz yeni ilçe olmuş Espiye’nin ihtiyaçlarını arttırmıştır. Espiye’nin Giresun’a yakın ve sahilde geniş bir düzlükte kurulu olması yerleşim olanakları bakımından hem de hızlı şehirleşme olanakları bakımından cazibe merkezi olmasını sağlamıştır.
1960’larda Espiye’nin Adabük köyünün bazı ihtiyaçlarına yönelik, Espiyeliler, dönemin milletvekillerinden Tirebolulu İbrahim Ethem Kılıçoğlu’na bir mektup yazmışlardır. Devlet Arşivleri’nden edindiğimiz bu mektupta Espiyeliler isteklerini, sitemlerini, şikâyet ve beklentilerini şöyle iletmişlerdir:
“Sayın Ethem Kılıçoğlu
Bizler Espiye kazası Adabük Köyü halkındanız.
1961 yılından beri sadece insan gücü ile köyümüze 6 kilometrelik bir yol yaptırmış bulunuyoruz. Bu yolların stabilize işini Karadeniz seyahatine çıkan Eski Bayındırlık Bakanı ve Ordu Mebusu Sayın Arif Hikmet Onat’a arz etmiştik. Ankara’ya avdetlerinde durumu kendilerine tekrar bildirdik. Bizimle yakından alakadar olarak bu 6 k.metrelik kısımdan sadece 2 kilometrelik kısmı çakılanmış bulunmaktadır. Araya giren bazı siyaset cambazları (Halen de devam etmektedir) ile kısır idare amirlerinin anlayış gösterememesinden dolayı yolumuz yarıda kalmıştır. Köyümüze yedi defa vasıta verilmiş ise de bir gün veya yarım gün çalışmadan hemen geri alınmıştır.
1965 yılında bu faaliyetimizi daha da genişleterek 3 defa Bayındırlık Müdürünün bir defa Valiliğin ve 10 defa da Kaymakamlığın kapısını çalmış isekte bu sese kulak veren olmamıştır. Nasıl olsa onlar asfaltlarda biz ise çamur deryasında gezmekteyiz. İkimiz de bu memleketin öz evladıyız. Biz bu vasıtaları Yozgat Belediye Başkanı gibi Jansından istemiş olsaydık bu arzumuz tahminimize göre gerçekleşmiş olurdu. Çünkü onlar kalkınmanın köyden geldiğine inanmış insanlardır.
Bazı şartlar ileri sürüldü. Tamamen kabul ettik. Plansız yapamayacaklarını söylediler. Proğrama alınmıştır denildi. Her işin planla proğramla yapılacağına biz inanmıyoruz. Biraz da medeni cesaret istiyoruz. Bizler yol için fındık bahçelerimizi ağaçlarımızı devirdik.
Vasıtalar için Espiye Shell Bayiini gelecek vasıtaların emrine tahsis etmiş bulunmaktayız. Bunun için de bir dernek kurmuş bulunmaktayız.
Bu yolumuzun yapılmamasının nedenleri üzerinde Bayındırlık Bakanına bazı şeyler söylemek istedikse de hiçbir şey anlamadığını söyledi. Orada bize durumu teferruatı ile anlatacak fırsatı vermemişlerdi. Biz köylülerin derdini bugüne kadar hiçbir idare amiri anlamamış ve anlamak istememiştir. Bizimle bir Bakan gelince değil idare amirlerinin gelmeden ilgilenmesini istiyoruz.
Bir memurda Bakan değil önce vicdan korkusu olmalıdır. Sizler mecliste kavga bizler de idare amirleri ile çekişme halinde bulunduğumuz müddetçe bu memleketin kalkınmasına yürekten inanmamaktayız.
Çok dinliyor çok işitiyoruz. Basın toplantılarında ve açık oturumlarda kalkınma köyden başlar denildiği tekrar tekrar işitiyoruz. Tatbikat nerede.
Köyümüze 3 dersaneli ek ilkokul ile bir camiyi tamamlamak üzereyiz.
Bunun için köyümüz sizlerden yakın alaka beklemektedir.
Hülasa:
Köyümüze 5 gün için bir dozer verilmesini /Dozerler kazamızdadır)
Yollarımızın stablize edilmesini istiyoruz.
Saygılarımızla” (Mektubu yazan kişi ya da kişilerin adları gizlenmiştir).
Mektubun altında Adabük muhtarının mührü, iki azanın, Okul Aile Birliği Başkanı’nın ve bazı vatandaşların imzaları bulunmaktadır (BCA, 030 01 00 00 119 752 11 12).
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.