DOLAR: 34.6 TL
EURO: 36.4 TL

1930’LARDAN 1950’LERE GİRESUN’DA RADYO (1)

3 yıl önce
2.216 kez görüntülendi

Resim bulunamadı
Reklam

Radyo, insanlık tarihi için önemli bir buluş olarak dünyanın farklı bölgelerindeki birçok bilim adamının katkılarıyla 19. yüzyıl sonlarıyla 20. yüzyıl başlarında ortaya çıkmıştır. Bazı kaynaklarda, 1895’te Bologna’da Marconi’nin, bazı kaynaklarda ise Tesla’nın adı, ilk radyo konusunda öne çıkmaktadır (Tuğrul Eryılmaz, “Radyo ve Radyoculuk”, Radyo ve Radyoculuk, İletişim yay., İstanbul 2005, s. 89).
Elbette ki ilk zamanlarında bugünkü manada bir radyo yoktur. Sonraki dönemlerde gitgide geliştirilecek, bir asır sonra radyo, günümüzdeki halini alacaktır. Amatör radyoculuk bu yıllarda başlasa da dünyada radyo yayıncılığının düzenli olarak faaliyete geçmesi 1920’li yıllardır. Türkiye düzenli radyo yayıncılığı konusunda diğer ülkelere kıyasla geç kalmamıştı. Türkiye’de ilk amatör radyo deneyimi 1921-1923 yıllarında gerçekleşmişti (Mihalis Kuyucu, “Türkiye’de Özelleşen Radyo Yayıncılığının 25. Yılında Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, c. 8, sayı: 37, 2015, s. 912).
ABD, 1917-1921 sürecinde, İngiltere 1921’de BBC Radyosu’nun kurulmasıyla, Sovyetler Birliği ve Fransa 1922’de, Almanya 1923’te, İtalya 1924’te, Türkiye ise 1927’de düzenli radyo yayıncılığına başlamıştı (Yasemin Doğaner, “Atatürk Döneminde Radyo”, Türkler, c. 18, 2002, s. 377).
Radyonun bir kitle iletişim aracı haline gelmesi ise Batı’da 1930’larda, Türkiye’de ise 1940’larda gerçekleşmişti (Eryılmaz, a.g.e., s. 91).
Radyonun ilk dönemlerinde, Türkiye’de yayın saatleri kısıtlıydı. 3,5 saat gibi bir süreyle sınırlı olan yayın süresi git gide arttırılmıştır (Doğaner, ag.e., s. 377-378). Radyo yayınlarının, İkinci Dünya Savaşı yıllarında ve öncesinde her ülkede olduğu gibi devlet politikalarının tanıtımını ve propagandasını yapmak, haber, eğitim ve müzik programları yapmak, ülkede ve dünyadaki gelişmeleri halka duyurarak halkı bilgilendirmek, ülkenin en ücra köyündeki insanlara dahi ulaşabilmek gibi işlevleri olmuştur. Türkiye’de radyonun kurulmasında; radyo kurulması fikrini Gazi Mustafa Kemal’e taşıması ve ilk radyonun finansmanlığını üstlenmesiyle dönemin İş Bankası Genel Müdürü Celal Bayar’ın girişimleri ve katkıları büyük olmuştur (Nurgün Koç, “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Radyo”, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, sayı: 15, 2012, s. 78-79; İbrahim Sena Arvas, “Türkiye’nin Radyo İle Tanışması ve Türk Telsiz Telefon Anonim Şirketi”, Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, c. 4, sayı: 2, Aralık 2018, s. 414).
3 Ocak 1936 tarihli bir belgede; Cumhuriyet Halk Fırkası’nca, Halkevlerine; radyosunun bulunup bulunmadığı, var ise markası ve elektrik cereyanı ile çalışıp çalışmadığı gibi hususlar sorulmuştur. Yanı sıra yurttaşların Halkevinde toplanabileceği bir salonun olup olmadığı da yazılı olarak sorulmuştur. Bu dönemlerde Halkevlerinde insanların topluca yararlanabileceği bir radyo hizmetinin sağlanması yoluna gidilmiştir (BCA, 490 01 00 00 3 12 1 1).
21 Haziran 1938’de, Başvekâlet İstatistik Umum Müdürlüğü’nün, Umum Müdür Celal Bayar imzasıyla, Türkiye’deki radyo miktarına yönelik “P.T.T. idaresile mutabık kalınarak toplanan” bilgileri Başvekâlet’e ilettiğini görüyoruz:
1. Coğrafi inkısam:
Faal Makine Sayısı
Ankara: 5.016
İstanbul: 16.933
Diğer Vilayetler: 9.389
Yekûn: 33.753
2.Kullanış yerlerine göre inkısam:
Evlerde: 31.315
Müesseselerde: 578
Umumi yerlerde: 1.551
Saire: 309
Yekûn: 33.753 (BCA 030 10 00 00 24 138 16 1).
(Devam edecek)

Reklam
Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaş

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Yukarı Çık