DOLAR: 34.3 TL
EURO: 37.1 TL

ASYA’DA GEYİK KÜLTÜRÜ (1)

5 yıl önce
721 kez görüntülendi

Resim bulunamadı
Reklam

M.Ö. III. yüzyıl ile M.S. II. yüzyıllar arasında Çin seddinden Batı Türkistan’a kadar uzanan yerlerde hüküm sürmüş olan ve kendilerine has sanatları olduğu bilinen Türk kavmi Hiong-nulara ait, üzerinde geyik ve kaplan biçimindeki hayvan figürleri olan levhalar bulunmaktadır (1).

İnanışa göre, Orta Asya Türk halkları arasında zamanı belirleyen iki adet çark vardır. Bunlardan birini ejder, diğerini ise geyik döndürmektedir. Geyik Altay Türklerinde, Maya kültüründe ve Pueblo Kızılderililerinde reenkarnasyonu simgelemektedir. Şaman başlığında üçlü geyik boynuzu bulunmaktadır. Budist kültüründe ise “bodhisattva” halini simgeleyen “altın geyik” bulunur. Geyik kabartmalı “güneş diskli” biçimli, resimli çizimler bulunan kayrak mezar taşı geleneğinin, Hunların kültürel gelişiminde önemli olduğu bilinmektedir. Ayrıca, Hunların kökeninin geyiğe dayandığına dair efsanelerin varlığına, ilgili arkeolojik kazılarda elde edilen geyik figürlü buluntuların açıklık getirdiği görülmektedir (2).

Ortalama beş bin yıl öncesinde, Altaylar ve Kafkasya‟da görülen geyik ve yaban keçisi resimlerinin benzerlerine Burdur, Kars ve Erzurum yöresinde de rastlanılmaktadır. Bu durum, Orta Asya ile Anadolu’nun çağlar boyunca sıkı bir kültür ilişkisi içinde bulunduğuna dair bir kanıt niteliğindedir (3).

Geyik, bazı Hun efsanelerinde yol gösterici unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, Hz. Hamza ile Hz. Nuh kıssalarında ve benzer menakıpnamelerde geyiğin doğaüstü yeteneklerine dair anlatılar bulunmaktadır. Benzer şekilde, çağlar sonra teşekkül eden Geyikli Baba efsanesinde evliyaların geyik kılığına girdikleri anlatılmaktadır. Pir Sultan Abdal da geyiklerle evliyalar arasındaki doğaüstü ilişkiyi dile getirdiği deyişler nakletmiştir (4).

Türklere ait “Gök Geyik Pura” efsanesi, geyik kültünün Türk toplumlarındaki yerini gösteren önemli bir anlatıdır. İnanışa göre, Türklere Ergenekon’a girişte, Hunlara batıya göçleri sürecinde dişi bir geyik yol göstermiştir. Orta Asya sanatında yarı insan-yarı geyik halinde gösterilmiş tasvirler bulunmaktadır (5). Oğuz Kağan, sürülerine zarar veren gergedanlara karşı verdiği mücadelede; geyikleri avlayarak gergedanların önüne atıyor, böylelikle onları tuzağa düşürerek avlıyordu (6).

Göktürkler döneminde ve daha öncesinde, yeryüzünde nadir bulunan “ak geyik”; Türk mitolojisinde önemli bir yer tutmuştur. İnanışa göre, akarsu ya da göl kıyılarındaki mağaralarda yaşayan ak geyik güzel bir kız kılığına bürünerek Türk hakanıyla sevişiyordu (7). Göktürklere ait efsanelerde, Göktürklerin anasının dişi bir geyik olduğuna dair inanış yer almaktadır. Ancak, Göktürk kitabelerine göre; Göktürklerin en çok avladıkları hayvanların başında geyiğin geldiği bilinmektedir. Bu çelişkiyi, tabu olan hayvanın bazı kabilelerde yenebilir olması ile ilgili inanmalar ile izah edebiliriz. Kültigin kitabesinin doğu yüzünde “elik keçi” damgasının yer aldığı araştırmacılarca saptanmıştır (8). Türk dünyasında Türklerin elikkeçi motiflerini kullandıkları bilinen başlıca yerler şunlardır: Moğolistan, Sibirya, Kazakistan, Altaylar, Çin, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan (9). Moğol efsanesine göre Börteçine ile Beyaz Geyik Tengis’i geçip, Onon vadisine yerleşerek Moğolların ilk atalarını temsil etmişlerdir. Burada onların neslinden 12 kuşak türediğine inanılmaktadır (10).

Geyik kültüne Dede Korkut hikâyelerinde de tesadüf edilir. Dede Korkut hikâyelerinde geçen “geyiklerin avlanması”, ekonomik gereksinimlerden ziyade spor amaçlıdır. Yabani hayvanların tanrılar topluluğuna, evcil hayvanlarınsa insanlar topluluğuna ait olduğu varsayılmaktaydı (11). Dipnotlar: (1). Sümer, F., “Türkiye Kültür Tarihine Umumi Bir Bakış”, A.Ü. DTCFD, 1961-1963, 20/3-4, s. 213. (2). Aytaş, G., “Türk Kültür ve Edebiyatında Geyik Motifi ve Haza Destan-ı Geyik”, TKHBVAD, 1999, 12, s. 34. (3) Bahar, H., “Avrasya’da Ölüm ve Türklerde Mezar Kültürü”, Prof. Dr. Nejat Göyünç Armağanı, 2013, s. 273-291. (4) Karadavut, Z. vd., “Anadolu-Türk Folklorunda Geyik”, Milli Folklor, 2007, s. 104-110. (5) (http//www.semazen.net). (6) Mandaloğlu, M., “Türk Mitolojisinden Anadolu’ya Taşınan Kültür: Geyik Motifi”. USAD, 2013, 6/27, s. 386. (7) Ögel, B., Türk Kültür Tarihine Giriş-VI, 1991, s. 391; Ögel, B., Türk Mitolojisi-II, 2006, s. 550. (8) Demir, N., “Kaya Üstü Resmi (Rock Art) Olarak Dağ Keçisi/Elik Ve Tarihî Altyapısı”, Zeitschrift Für Die Welt Der Türken, 2010, 2/2, s. 8. (9) Halilov, T., “Nahçivan‟da Orta Tunç Çağı Buluntuları Işığında Sanatsal Yapı”. Asia Minor Studies, 2010, 2/3, s. 16. (10). Şahin, E., “Alageyik İle Avcının Ölümcül Dansı”, Turkish Studies, 2014, 9/12, s. 636. (Bu yazı, 2014’te Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi’nde (sayı: 11, yıl: 6, ss. 230-253) yayınlanan “Uygarlıklarda Kutsal Geyik Motifi ve Geyik Motifine Bağlı Yer Adları” başlıklı makalemden derlenmiştir). –DEVAM EDECEK-

Reklam
Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaş

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Yukarı Çık