Anasayfa »
Mevlüt KAYA Tarafından Yazılan Yazılar (Sayfa 16)
"Mevlüt KAYA" Tarafından Eklenen Konular
6 yıl önce
1894 yılında İstanbul’da doğan M. Şakir Ülkütaşır, Birinci Dünya Savaşı’nın son yıllarında İstanbul Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nde açılan serbest dersleri izlemiş, tarih, felsefe, psikoloji ve edebiyat dersleri almıştır. 1913’ten itibaren Türk basınında yer alan farklı konulardaki pek çok yazıyı takip etmiştir. Bir eleştiri olan “Bir İktibas-ı Muhayyir” başlıklı ilk yazısı 1920’de Sinop Gazetesi’nde yayınlanmıştır. Ülkütaşır, daha sonra Türk askerini yücelten yazılar...
6 yıl önce
TSK kod adı “Atilla Harekâtı” olarak bilinen Kıbrıs Harekâtı 20 Temmuz 1974’te, Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin yaşadığı bölgede Rumlardan görmekte olduğu zulme son vermek için başlattığı askeri müdahaledir. Dördüncü jeolojik dönemde Anadolu’dan koptuğu kabul edilen Kıbrıs adası Akdeniz’in en büyük adasıdır. Türkiye açısından jeopolitik önemi yüksek olan ada, Akdeniz ülkelerinin de gözdesi durumudur. 20 Temmuz’da birincisi, 14 Ağustos’ta ikincisi gerçekleşen Kıbrıs...
6 yıl önce
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren tarımda ve sanayide giderek aşama kaydeden iman şehri Giresun, gerek fındık piyasası gerekse ithalat-ihracat konularında sık sık yerel basında yer tutmuştur. Şehir işleri ve altyapı sorunlarının sürmekte olduğu ancak günden güne aşıldığı 1930’lu yılların sonunda ülkedeki genel iktisadi buhranın Giresun piyasasını etkilemesi, dolayısıyla gündelik yaşamda birçok olumsuzluklar yaşanması olağan bir sonuç halini almıştır. İkinci Dünya Savaşı...
6 yıl önce
1938’de Giresun’un mahalli basınında yer alan “Vefakâr Dağlar” adlı amatör bir şiir, milli değerleri Giresun dağları üzerinden aktarması yönüyle dikkat çekicidir. Yirminci yüzyılın ilk yarısına gelinmeden yazılan bu şiirde, yirminci yüzyılın ilk çeyreğindeki milli hadiselerin, halkın ve ordunun kahramanlıklarının yansımaları görülmektedir. Balkan Savaşları’nda, Birinci Dünya Savaşı’nda ve Milli Mücadele’de yaşanan zorluklar ve imkânsızlıklara rağmen alınan başarılar, yıllar sonra üstü kapalı...
6 yıl önce
Liman şehri olan Giresun’u İç Anadolu’ya bağlayan yolların başında Giresun-Şebinkarahisar yolu gelmektedir. Bu yol tarihsel bir öneme sahiptir. Özellikle Osmanlı’nın son döneminde sanayi ve ticaretteki gelişmeler bu yolun önemini arttırmıştır. Çünkü her ne kadar limanlara gelen ürünlerin çeşidi, niteliği ve sayısı artmış olsa da kırsal bölgelere ticari malzemeleri ulaştırabilecek taşıt yük hayvanlarıyla sınırlıdır (Bu konuda özellikle bkz. Ali Ata Yiğit,...
7 yıl önce
Kızılay, 11 Haziran 1868’de, savaşlarda yaralanan veya hastalanan askerlere yardımcı olmak amacıyla “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla kurulmuştur. 1877'de “Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti”, 1923'de “Türkiye Hilal-i Ahmer Cemiyeti”, 1935'te “Türkiye Kızılay Cemiyeti”, 1947’de ise “Türkiye Kızılay Derneği” adını almıştır. “Kızılay” adını bu kuruluşa Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Türkiye’de her yıl 11 Haziran’da Kızılay’ın kuruluşu kutlanmaktadır. 2017’de Kızılay’ın 149. kuruluş yıldönümü kutlanmıştır. Ayrıca 29...
7 yıl önce
Bu yazıda, “kirazın anavatanı” olarak kabul edilen Giresun şehrine dair, 1938’de basında yer alan önemli bir metin nakledilecektir. 14 Temmuz 1938 tarihli Akgün gazetesinde, Ulus gazetesi kadrosundan “G.A.” kodlu yazarın Giresun’a ve kiraza dair tespitleri, yerel tarihe ışık tutan bilgiler içermektedir. Akgün’de, “İktibaslar” adlı sütunda yayınlanmış “Kiraz Ağacının Vatanı” başlıklı söz konusu yazının üzerinde, bugünün mantığıyla anlaşılması için imla ve...
7 yıl önce
Nisan 1915’te İngilizlerin kuşattığı Basra’yı geri almak isteyen Osmanlı ordusu “Şuaybiye Savaşları” olarak bilinen harekâtta yenilmiş ve birçok asker ve kamu çalışanı esir düşmüştü. İngiltere bu dönemde dünyada ilk kez “sivil esir sistemi”ni kullanan ülke olmuştu. Osmanlı’nın bitkin düştüğü 1917-1918 yıllarında İngiliz ordusu, beraberindeki Hint ordusuyla art arda Bağdat’a saldırılar düzenledi. Güçsüz kalmış Türk ordusu bu saldırılar karşısında geri çekilmek...
7 yıl önce
Göreleli Abdülhamid Efendi 2 Kasım 1945’te Görele Orman İşletme Müdürlüğü’ne bağlı Çanakçı bölge şefliğine “posta” görevinde kullanılmak üzere ahçı olarak atanmıştır. Aynı kurumda bir süre de “odacı” olarak çalışmıştır. Öte yandan baba mesleği olan bahçe ve tarla tarımını sürdürmüş, bu yıllarda tohumluk desteği almak için Ziraat Bankası’ndan kredi almış, vakti gelince de geri ödemiştir. Bu gelişmeler, arşivlediği belgelerden anlaşılmaktadır.
1947’de odacı...
7 yıl önce
Abdülhamid Efendi’nin aile ve akrabalık bağları oldukça güçlüydü. Bilhassa çocuklarına ve torunlarına çok bağlıydı. Memlekete olan sadakati de aynı ölçüdeydi. Çağın sosyo-kültürel değişkenlerine açık bir kişiydi. Soyadı Kanunu’ndan sonra, “Kâtip” olan sülale adını “Yazgan” soyadına devşirdi. Yazmayı çok seviyordu. Yaşamı boyunca kalem ve kâğıdı elinden hiç bırakmadı. Yazdıklarından bugüne kalanlar şunlardır: Mektuplar, notlar, önemli tarihler, hesaplamalar, borç-alacak kayıtları, Mevlid-i Şerif,...