Anasayfa »
Mevlüt KAYA Tarafından Yazılan Yazılar (Sayfa 3)
"Mevlüt KAYA" Tarafından Eklenen Konular
3 yıl önce
Önceleri Tirebolu’ya bağlı olan İbrahimşeyh Köyü, 1987’de merkeze uzaklığı, belediye hizmetleri, sosyoekonomik münasebetler gibi birçok gerekçeye istinaden Espiye’ye bağlanmıştır.
İçişleri Bakanı Ahmet Selçuk tarafından 28 Ekim 1987’de Başbakanlık’a yazılan “idari bağlılık” konulu yazıda, “Giresun İli Tirebolu İlçesi Merkez Bucağına bağlı İbrahim Köyü idari bağlılığının, bu yerden çözülerek aynı ilin Espiye İlçesi Merkez Bucağına bağlanması hakkında kanuni işlemler tamamlanmış olup hazırlanan...
3 yıl önce
Tarihsel süreçte, değişen ekonomik, coğrafi ve sosyal koşulların sonucunda, bazı köylerin idarî olarak bağlı bulundukları kazalardan ayrılarak bir başka kazaya ve hatta bir başka şehre bağlandıklarını sıkça görmek mümkündür. Bu gibi durumlarda ulaşım, sosyoekonomik etkileşimin yoğunluğu önemli bir gerekçe olarak alınacak resmî kararları etkilemiştir. 1955 yılına kadar Giresun’un Alucra kazasına bağlı olan Elige Köyü de bu durumların sonucunda, mesafece daha...
3 yıl önce
1930’lu yıllar, köylerde ve kaza merkezlerinde okul ve öğrenci sayısının hızla arttığı, mevcut okul binalarının ve öğretmen sayısının eğitime yönelik talepleri tam anlamıyla karşılamaya yetmediği yıllardır. Eğitime olan talebin giderek arttığı, kırsal kesimin istikbali tahsilli olmada görmeye başladığı bu zamanlarda, köy insanının, “tahsilli olmanın” hem memlekete hem de kendilerine yarar sağlayacağı bilinciyle, kendi emekleriyle köy okulları inşa ettikleri, öğretmen istedikleri...
3 yıl önce
Geçmişi oldukça eski tarihlere dayanan ve Cumhuriyet öncesinde Trabzon vilayetine bağlı Tirebolu kazası dâhilinde yer alan ve Karadeniz’in kıyısında geniş düzlüklere sahip olan Espiye, belediye oluncaya dek köy ve nahiye statülerinde kayıtlara geçmiştir. Tirebolu kazasının Espiye nahiye merkezini oluşturan Espiye köyü ile Çam köyünün birleştirilmesine ve burada bir belediyenin kurulmasına dair Devlet Arşivleri’nden edindiğimiz belgelerde, 13 Kasım 1953 tarihli ve...
3 yıl önce
Tarihsel süreçte önemli bir kültür havzası durumunda olan Harşit vadisi, Gümüşhane’den doğup Tirebolu’dan denize dökülen Harşit Çayı’nın çevresindeki bölgenin genel adıdır. 1955 yılına kadar Harşit nahiyesi bir süre Tirebolu’ya bir süre de Gümüşhane’nin Torul kazasına bağlı kalmıştır. 2 Haziran 1955’te ise Reisicumhur Celal Bayar, Başvekil Adnan Menderes ve İçişleri Vekili Etem Menderes imzalarıyla, Torul’a bağlı olan Harşit nahiyesinin Giresun’un Tirebolu...
3 yıl önce
Gümüşhane sınırındaki dağlardan doğup, Torul, Kürtün, Doğankent üzerinden gelerek Tirebolu-Görele sınırından Karadeniz’e dökülen Harşit Çayı, yüzyıllarca bölgedeki doğu-batı geçişini zorlaştırmıştır. Gümüşhane coğrafyası ile Giresun’un Tirebolu ve Görele kazalarını kapsayan büyük bir havzanın oluşumunda Harşit Çayı’nın önemli bir yeri vardır. Tarihsel süreçte, Türk boylarının en önemli merkezlerinden biri olan Harşit havzası, aynı zamanda önemli bir kültür havzasıdır.
1916-1918 sürecinde yaşanan Rus işgali...
3 yıl önce
Bu yazıda, ünlü şair ve yazar Hüseyin Suat Yalçın’ın 1936’da yazdığı Giresun’a dair bir şiirini aktaracağız. Şiir, tiyatro, fıkra, çeviri ve mizah dallarında verdiği eserlerle Servet-i Fünûn edebiyatına önemli katkıları olan Hüseyin Suat Yalçın, 1867’de İstanbul’da doğmuş, 1942’de aynı şehirde yaşama veda etmiştir.
Yalçın, 1886’da tıp doktoru olmuştu. İlk şiirlerini divan tarzında yazmış, bu dönem şiirlerinde bazı şairlerden etkilenmişti (1)....
3 yıl önce
1959 yılına kadar Tirebolu kazasının merkez nahiyesine bağlı olan Keçiköy, Seydiköy, Kurugeriş köylerinin Espiye merkez nahiyesine ve Avlucayeniköy, Avlucaakkaya, Avlucaericek ve Avluca köylerinin ise Espiye kazasının Yağlıdere nahiyesine bağlanması için Dâhiliye Vekâleti, 24 Haziran 1959’da Başvekâlet’e bir yazı yazmıştı. 22102/26-157 sayılı yazının ekinde alınan karar ve esbab-ı mucibe (gerektiren nedenler) layihası yer almıştı (BCA, 030 11 1 00 276 19...
3 yıl önce
(Geçen haftanın devamı)
“Kesteneyim kestene / Vurun beni yapıya” derken, kestane ağacından elde edilen “tahta” kast edilmiştir. Yöremizde eskiden, betonarme evlerin yaygın olmadığı ve imkânların kısıtlı, insanların yoksul olduğu dönemlerde, evlerin tamamına yakını, ormandan kesilen kestane ağaçlarının büyük hızarlarla (kol gücüyle işletilen tezgâhlarda) tahtaya dönüştürülmesiyle yapılmıştır. Bu işe “hızar çekme”, bu işte çalışanlara da “hızarcı” denirdi. “Hızarcılık” herkesin yapabileceği bir zanaat...
3 yıl önce
(Geçen haftanın devamı)
Görüldüğü üzere, burada aktardığımız dörtlüklerin bazılarında ilk iki dizeyle son iki dize arasında farklı anlamlar barınmaktadır. Ancak anlamca ne kadar farklı olsalar da yöreye özgü ifadeler, içerikçe sosyal bir bütünlük arz etmektedir. Atma türkülerin muhatabı / muhatapları vardır, bu muhatap bazen bir başkası olurken, bazen de kişinin kendisi olmuştur. Verilmek istenen mesaj, yani atma türküyü yakanın derdi, isteği,...