DOLAR: 34.2 TL
EURO: 37.1 TL

BiR GiRESUNLU OLARAK GiRESUN ADASINA iLK DEFA GiTMEK

1 yıl önce
205 kez görüntülendi

BiR GiRESUNLU OLARAK GiRESUN ADASINA iLK DEFA GiTMEK
Reklam

Giresun Adası hemen yanı başımızda dururken ve Kocaeli sınırları içerisindeki Kefken Adası ile birlikte Karadeniz’de bulunan Türkiye’ye bağlı en büyük iki adadan biri iken bu yaşa kadar gelip de burayı ziyaret etme imkânı bulamadım ne hikmetse. Acaba aklımıza mı gelmedi ya da merak mı etmedim. Ama bugün bir okulumuzun gezisi vesilesi ile biz de nihayet adaya adım attık. Hem de gökyüzünün pırıl pırıl olduğu, güneşin muhteşemliğine denk gelen günde. Adada gezinirken ilkokuldaki çocuklardan birine “ben tarihçi olmama ve bu yaşa gelmeme rağmen bak sizinle birlikte ilk defa adaya geliyorum. O anlamda siz ne kadar da şanslısınız” dedim. Gemiler çekeğinden bindik tekneye ve 1.6 km açıkta olan adayı aheste aheste giderek 25 dakikada tamamladık gidiş yolculuğunu mavi ile yeşilin bütün canlılığını seyrederek. Yaklaşık 40.000 metrekare alana sahip olan adanın üst kısımlarında rakım 30 metreye kadar çıkabiliyormuş. Adada yaşayan kimse yoktur. Bundan bir süre önce yaşlı bir çift yaşamış bir süre. İçerisinde gezindikçe birçok ağaç türüne rastlıyor insan. Özellikle Akdeniz defnesi ve Yalancı Akasya başta olmak üzere 71 tür doğal otsu ve odunsu bitki türü bulunduğu ve sonradan 10 adet ağaç türünün daha ilave edildiği belirtiliyor kaynaklarda. Karabatak ve martılar çok yoğun şekilde yer alıyor adada. İnsanların adaya gelişleriyle birlikte başlıyorlar ses çıkarmaya. Öyle bir ses ki musikiyi andırıyor adeta. Kaynaklarda; Karadeniz’de karabatak ve martıların doğal olarak ürediği ada aynı zamanda göçmen kuşların uğrak ve dinlenme yerinin olduğu ifade ediliyor. Hakkında birçok efsaneler anlatılan, Amazonların ve birçok kavmin yaşadığı adada mitolojik çağlara ait birçok kalıntı bulunduğu da yine bilgiler içerisinde yer alıyor. Cenevizliler ve Venedikliler tarafından gemi sığınağı olarak uzun süre kullanıldığı belirtiliyor. Hamza Taşı adanın sembolü olup ana tanrıça Kybele’yi temsil ediyormuş. Sac ayak gibi 3 ayak üzerine oturmuş bir taş. Ocak (aile) kültürünü temsil ediyor. Kutsal taş 4 bin yıllık geçmişi ile dini inançlar gereği yaşlılar için umut veren ve mistik güç kaynağı olan dilek taşıdır. Güç, Kuvvet ve bereket. Ada ile ilgili birçok efsane de dile getirilmektedir. İkinci derece sit alanı ilan edilen ada yaz başlarken yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olarak günübirlik ziyaret edilmektedir. Ada içerisinden denize ve Giresun’a bakıldığında eşsiz manzaralar sizleri karşılıyor. Sanki boğazda tur atıyor gibi hissediyor insan. Güzel fotoğraf çekme alanlarına sahip. Hele de martı ve karabatakların adeta beni fotoğraflayın diyerek duruş sergilemesi de esasında fotoğraf severlerin işlerini kolaylaştırıyor.
Her yıl Mayıs ayında düzenlenen Aksu şenlikleri Aksu Deresinden başlayıp burada adanın etrafının dolaşılmasıyla sona eriyor.
Adada peyzaj düzenlemesi şart. Mutlaka burada proje geliştirilerek yerli ve yabancı turistlerin daha fazla ilgisinin çekilmesi elzemdir. Son söz olarak; Adayı mutlaka ziyaret edin; hafızanızda bir takım izler bırakacaktır.

Reklam
Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaş

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Yukarı Çık