İmamlık oldukça saygın ve toplumda manevi ağırlığı olan bir meslektir.

Bu nedenle imamlar görevini lâyıkıyla yapmak, cemaate ve tüm topluma her yönüyle örnek olmak mecburiyetindedirler.

Birçok meslek dalında olduğu gibi din görevlileri grubunda da yozlaşmaların olduğuna tanık oluyoruz.

İmamlar diyanet camiasının en büyük çoğunluğunu teşkil ettikleri gibi, toplumda da diyanet’in görünen yüzüdürler.
Bu nedenle kılık kıyafetlerinin, örfümüze, adetimize ve islami geleneklere uygun olması gerekir.

Din görevlilerinin birçoğu bu kurala uyarken, az da olsa kimi imamların, uzuvları belli olacak şekilde dar pantolon giydiklerine, amerikan tıraşı olduklarına, saçlarını arkadan bağladıklarına, parmaklarına 3-4 adet süs yüzüğü ve bileklik taktıklarına, sünnete uygun olmayan kirli sakal bıraktıklarına tanık oluyoruz.

Entelliğe özenen bu tür imamlar toplumda yargılanmakta ve mesleğede zarar vermektedirler.

Yine bazı imamların özellikle sabah namazlarında camiye gitmediği, namazı cemaatten birilerinin kıldırdığı bilinmektedir. Başta fındık mevsimi olmak üzere, zaman zaman camilerin kapalı tutulduğu da çeşitli ortamlarda dile getirilmektedir.

Geçmişte bazı müftülerin, imamların sabah namazına gidip gitmediklerini takip amacıyla sabahları en ücra camilerde bile kontrol yaptıklarına şahit oluyorduk.

İmamların sabah namazları başta olmak üzere, bazı vakitlerde camiye gitmeyerek tembellik yapmaları asla kabul edilemez.

Önceki hafta yoğun kar yağışından dolayı bazı camilerimizin girişi ve merdivenleri ne acıdır ki kardan temizlenmediği için, cemaat camiye giriş ve çıkışta oldukça zorluk çekmiş ve çok sıkıntılı anlar yaşamıştır.

Hutbe ve sohbetlerde, yolda taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atmanın sadaka olduğunu söyleyen imamların, cami girişlerinde biriken karı bertaraf edemeyip cemaatin sıkıntı yaşamasına sebep olmaları oldukça yadırganmıştır. Yani imamlar karda sınıfta kalmıştır.

Ayrıca, kimi camilerde minareler başta olmak üzere, cami içlerinde meydana gelen örümcek ağlarının temizlenmemesi buralardaki görevli imamların tembelliğinin bir göstergesidir.

Ezanın merkezi sistemle okunması suistimal edilmemeli. Nasıl olsa ezan okundu diye, cemaat olmasa bile imamlar camilerinde hazır bulunup, görevlerinin başında olmalıdır. Bu konuda hiçbir mazeret kabul edilemez.

Özetle, imamların entel-dantel ve tembel olma lüksü yoktur.

Yazıda bahsedilen konular başta olmak üzere, din görevlilerinin görevlerini eksiksiz yapmaları gerekir.

Müftülerde, denetimlerini sürekli ve etkin biçimde yaparak, bu tür olumsuzluklara meydan vermemelidir.