DOLAR: 34.6 TL
EURO: 36.4 TL

“FAİZLİ KORONAVİRÜS KREDİSİ CAİZDİR!”

4 yıl önce
815 kez görüntülendi

Resim bulunamadı
Reklam

“Ey riyakârlar! Dünyada amellerinizi gösteriş olsun diye kimin için yaptıysanız gidin onu arayın, bakalım bulabilecek misiniz?” (Müsned, 5/428, 429)
Diyanet’ten ikinci Faiz Fetvası!..

Din İşleri Yüksek Kurulu, daha önce (14 Ocak 2020) aldığı bir kararla Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından uygulanan Sosyal Konut Projesine verilen faizli teşvik kredisinin caiz olduğuna, dolayısıyla (tarihinde ilk defa)faize fetva(!) vermiş idi…

Bu defa(04 Haziran 2020),Diyanet TV’de yayınlanan Diyanete Soralım programında “Salgın hastalık sebebiyle verilen ihtiyaç kredilerinden kullanmak caiz midir?” sorusuna verilen cevapta:

“İslam’ın genel hükümleri içerisinde faiz haram kılınmıştır. Faizi verenin özel, tüzel kişi olması sonucu değiştirmez ama bazı özel durumlar için özel hükümler verilmiştir… Bu iktisadi çarkın devam edebilmesi için devlet biraz da fedakârlıkta bulunarak teşvik kredisi veriyor, bu konuda kişinin kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin asgari zaruri ihtiyaçlarını yaşamlarını sağlayabilmek için buna ihtiyacı varsa, verilen teşviki yerinde kullanmak ve ihtiyacı kadar almak üzere ve bir de öncelikli olarak finans kurumlarını tercih etmek üzere bunun bu süreçte caiz olacağı konusunda Din İşleri Yüksek Kurulumuz bir kanaat ortaya koydu” deniliyor!.. Yani ikinci faiz fetvasına onay veriliyor!


Dinişleri Yüksek Kurulu’nun Devletin başlattığı Dayanışma Kampanyasına zekât fetvasınıda not ettikten sonra; ne diyelim?!..


Bizler, Dinişleri Yüksek Kurulu’nun kararlarını tartışabilecek durumda değiliz… Ancak resmi ortaya koyup yetkili âlimlerin görüşlerini araştırır ve yine Diyanet’in daha önceki fetvalarıyla mukayese etmeye gayret ederiz…


Bu vesileyle DİB İslâm Ansiklopedisinde ki bir anekdotu da hatırlatalım:
“İmam-ı Gazzâlî, selefin bu yönde uyanlar yaptıklarına ilişkin pek çok örnek aktardıktan sonra kendi döneminde, menfaat kaygıları âlimlerin dilini bağladığı için, bunların haksızlık karşısında suskun kaldıklarından veya konuşsalar bile sözleriyle halleri arasında çelişki bulunduğu için etkili olamadıklarından yakınır.

Nihayet yönetimde ve toplumda görülen bozuklukları ulemâya, ulemânın bozulmasınıda servet ve makam tutkusuna bağlar. Benzer bir teşhis İbn Teymiyye’de de görülür (el-İstiḳāme, II, 295)”


“Sizde iki sarhoşluk ortaya çıkmadıkça Allah tarafından gelen hak din üzere devam edersiniz: Cehâlet sarhoşluğu ve dünyaya aşın düşkünlük. Siz iyiliği emreder, kötülüğe engel olur ve Allah yolunda cihad ederken içinizde dünya sevgisi oluşuverince iyiliği emretmez, kötülüğe engel olmaz ve Allah yolunda cihadı bırakırsınız. O gün Kitap ve sünnetin emirlerini yaymaya çalışanlar Ensâr ve Muhâcirlerden İslâm’a ilk giren kimseler gibidirler.”(Bezzâr, Mecmau’zZevâid, VII, 271)

Reklam
Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaş

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Yukarı Çık