KAMUDA MESAİ HIRSIZLARI
Birçok kamu kuruluşu ile belediye ve özel bütçeli kuruluşlarda memur ve kamu işçilerinden birçoğunun mesaiye riayet etmemeleri kamu vicdanını oldukça rahatsız etmektedir.
Hatta birçok belediyede bankamatik memurları ile kamuda kızağa çekilmiş işe gitmeden maaş alan yöneticiler zaman zaman basın yoluyla ifşa edilmektedir.
Kamu görevlisi günde 8 saat çalışma zorunluluğu olduğunu bilmesine rağmen yönetim boşluğundan yararlanarak mesaiye uymamaktadır.
Halbuki bütün kamu kurum ve kuruluşlarında ya kartlı geçiş sistemi veya imza kartonu sirküleri uygulaması vardır. Ama idarecilerin vurdumduymazlığından mesai kuralı işletilememekte, bu sebeple bazı vatandaşlar da zaman zaman mağdur olabilmektedir.
İdarecide olsa bir memur işine mücbir sebepler dışında geç gelemez ve görev yerini erken terk edemez veya mesai saatlerinde kafasına göre izinsiz dışarı çıkıp özel işlerini takip edemez. Eğer bunu yapıyorsa devletten çalıyor, yani hırsızlık yapıyor demektir.
Mesaiye uymayan memurlar hakkında hangi işlemin yapılacağı 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda mevcut olmasına rağmen maalesef bu durumda olan idareci ve memurlara genellikle bir müeyyide uygulanmamaktadır. Bunu fırsat bilen memur da üstlerinin iyi niyetini suistimal ederek mesai hırsızlığına devam etmekte, mesaisine titizlikle uyan çalışanlara çirkin ve kötü örnek olmaktadır.
İşin diğer boyutu ise; mesaiye uymamayı alışkanlık haline getiren devlet memuru haksız kazanç elde ettiğinden aldığı para da haramdır. Bu parada fakir fukara başta olmak üzere bütün milletin yani 85 milyonun hakkı vardır. Haramdan kurtulabilmesi için haksız yere aldığı parayı mevzuat engelinden dolayı hazineye yatıramayacağından hesaplayarak fakir, fukara ve ihtiyaç sahiplerine vermesi gerekir. Vermez ise bu haram paranın vebalinden kurtulamaz.
Yine kamu görevlisi çalışma saatlerinde özel telefon gevezeliği yapamaz. (Özellikle öğretmenler derste, sağlık çalışanlarıda hasta varken telefonla meşgul olmamalıdır.) Sosyal medya ve internet sitelerinde gezinerek ve oyun oynayarak vakit geçiremez. Grup halinde sabah kahvaltısı yapamaz. Arkadaşlarını toplayıp doğum günü partisi düzenleyemez. Sigara içme bahanesiyle sık sık dışarı çıkamaz. Hasta olmadığı halde sağlık raporu alamaz. Özellikle de topluma âhlâkta ve manevi değerlerde örnek olması gereken din görevlileri de sık sık hiç bir şekilde görevini aksatamaz.
Özetle kamu görevlisi; vazifeşinas, hak- hukuk bilir, dürüst, örnek ve çalışkan olmalı aldığı parayı hak etmelidir.
Mesai konusunda en fazla sorumluluk Bakanlara ve illerde devleti temsil eden valilere ve belediye başkanlarına düşmektedir. Bu konuda rahmetli Vali İbrahim Şahin ve emekli Vali Şükrü Kocatepe örnek gösterilebilir. Her iki valide görev yaptığı illerde mesaiye öncelikle kendileri riayet edip, konuyu titizlikle takip ediyorlardı. Dolayısıyla il genelindeki memurlar da mesai konusunda kendilerine çeki düzen vermişlerdi. 1994 yılında ilimizdeki görevine başlayan rahmetli Vali İbrahim Şahin düzenlediği ilk basın toplantısında mesai ile ilgili söylemiş olduğu “Kurallara uyarım, uymayanları uydururum.” sözü ulusal basına da yansımıştı.
Mesai hırsızlığının önlenmesi tüm yöneticilerin hem kanuni hem de ahlaki görevidir.
Kurumsal özel şirketlerde olduğu gibi kamuda da mesainin tavizsiz uygulanması vatandaşın acil beklentisidir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.