Geçmişte yaşanan onca banka, banker, saadet zinciri, jet fadıl, yimpaş, kombassan dolandırıcılığına rağmen insanlarımızın “Çiftlik Bank”dan vurgun yemesini anlamak zor değil! İnternet üstünden yapılan bu yeni nesil çıkar oyununa; çiftçi, memur, polis, bürokrat, doktor, iş adamına kadar yetmiş yedi bine yakın kişi, paraları varken daha çok kazanmak üzere yatırım yapmış…

Yirmi yedi yaşındaki yeni yetme bir got kafalının sanal alemdeki hırsızlık tuzağına düşenler cüzdanlarına sığmayan hırslarının bedelini elbet ödeyecekler. İşkur’da overlokçu, garson, bulaşıcı olarak kayıtlı bu tosuncuğa parasını kaptıranlar aptallıklarına doymasınlar! Peki, avanak vatandaşların soyulmasını seyre dalan yetkililer ne olacak? Kendisini bilgisayar yazılımcısı olarak tanıtarak kurduğu sanal “Çiftlik Bank” ile vatandaşı sömüren bu külek kafalı, her gün bir koruma ordusuyla ülkenin caddelerinde volta atarken birilerinin koruması altında olması gerekmez mi? “Sisteme ben de iki yüz bin lira yatırıp üye oldum, şimdi ayda elli bin lira kazanıyorum” diyerek bu hırsızlığın reklamını yapan Çiftlik Bank üyesi iş adamını takibe alıp vergi verip vermediğini kontrol eden bir görevli oldu mu? Ağustos 2016 yılında kurulan para yürütme çiftliğini takibe alan bir babayiğit var mı? Dolandırıcı tosun yurt dışına tüyerken “nereye gidiyon lan” diye dikleşecek bir gümrük cihazı icat edemedik mi,yoksa? Çiftlik Bank’ın soyguncu prensi; Tarım, Ticaret, Maliye Bakanlıkları, Sermaye Piyasası Kurulu, Devlet Denetleme Kurulu, Masak (Mali Suçları Araştırma Kurulu)’nda çalışan birilerinin radarına girmeyeceğinden emin olmasa, yasaların bu dolandırıcılığa cevaz verdiğini bilmese böyle bir şeye kalkışır mıydı? Hayır. Peki, vatandaşını soyduran bir devlet görüntüsü ülkemizi yönetenlere hiç yakışıyor mu? Asla. İş işten geçtikten, vatandaş soyulduktan sonra şimdi saydığım devlet kurumları teyakkuza geçti, ama ne çare!

Bakınız, bu ülkeye çiftlik gözüyle bakarak zarar veren üç güruh var; birincisi işini yapmayanlar, ikincisi işini yapmayanları görevde tutanlar, üçüncüsü rızkı verenin Allah olduğunu unutan hârisler…Reis’ten, acilen ilk iki güruhu OHAL kapsamında derdest etmesini bekliyoruz. Kolay, kestirme yoldan çok kazanma hırsına kapılan üçüncü güruha gelince; “yiyemeyenin malını yerler” diyen atalarımızın öğüdünü öyle bön bön dinlemeye devam ederler….